2 sezonunun tamamını (20 bölüm, birer saat) 3 günde bitirdiğim bir diziden bahsetmemek olmaz.

Daha önce Billions dizisi ile alakalı bir yazı yazmıştım. Billions’ın her hafta iple çektiğim bölümleri kadar keyif aldım Succession’ı izlerken. Tamamen tesadüfen keşfettiğim, bir hafta öncesine kadar varlığından bile haberdar olmadığım bu dizinin bir solukta bitmesinden de anlayabilirsiniz bunu gerçi.
Dizide bir medya patronu ve çocuklarının hikayesi işleniyor. Hırs ve inişler, çıkışlar had safhada. Taraf değiştirmek konu bile değil, farketmeden iyi sandığınız biri kötülük peşinde koşabiliyor falan, enteresan bir yapısı var. Aile kavramını sorgulatıyor insana. Dizide “bu iyi birisidir” diyebileceğimiz hiçbir karakter yok diyebilirim.

Konusunu şöyle özetlemiş bir dizi sitesi:
Murdoch Ailesi’nden esinlendiği konuşulan ama kesin dille kabul edilmiş olmayan Succession’ın merkezinde “Waystar Royco” isminde bir medya imparatorluğuna sahip Roy Ailesi bulunuyor. Medya ve eğlence sektörünün merkezi New York’ta geçen hikayede bu ailenin sahip oldukları imparatorluğu yönetirken şirkette ve aile içinde yaşadıkları anlatılıyor. Roy Ailesi’nin ve şirketin başındaki Logan Roy’un yaşamaya başladığı sağlık sorunlarıyla birlikte aile sadakati test ediliyor, şirket içinde veya kişiler arası güç savaşları başlıyor. Tüm bunları da kara mizah ağırlıklı bir şekilde sunuyorlar. Bu sırada günümüzde medya ve finans sektörünün işleyişi ve daha fazlası da anlatılıyor.
22dakika.org/succession-tanitim
Ek olarak;
Spoiler olmasın ama dizinin Türkiye’yi ilgilendiren kısımları var, biraz kötüleme amacıyla çekilmiş denebilecek olsa da ülkeyi temsilen bazı göndermeler yapılmış. 2 Türk oyuncu da bu bölümde yer almış. Biri Ekin Koç, diğeri Selim Bayraktar. Mafyatik bir oluşumu temsil ediyorlar. Türkiye, Türk ve Bursa gibi bazı keywordler geçiyor, pek çok gönderme var, detaya girmeyeyim şimdi.
Diziye puanım 8/10; IMDb’de 26 bin kişi 8,5 (ortalama) puan vermiş.