Bana göre sinemadan daha etkileyici ve daha saygıya değer tiyatro. Son zamanlarda meşgale ararken düzenli bir şey olsun istedim. Ocak ayından beri her hafta en az bir oyuna gidiyorum. Bu blogda son izlediklerime ve yorumlarıma yer vereceğim. Bazısı farklı sahnelerde oynamaya devam ediyor, hikayesi hoşunuza giden olursa ikinci kez düşünmeyin derim.
İkinci Bölüm
Karısını kaybetmenin acısını üzerinden atmaya çalışan bir erkek ve yeni boşanmış bir kadın. Hayatlarının ikinci bölümünde hak ettikleri aşkı bulabilecekler mi? Peki ya yıllardır evli, ama evliliğinden tatmin olmayan diğerleri…?
2 saat 5 dakikalık oyunu izlerken 1 dakika bile sıkılmak mümkün değil. Dram ile komedinin çok güzel bir harmanı olmuş. İyi ki gitmişim.

Yazan : NEİL SİMON | Çeviren : CEMİL BÜYÜKUTKU | Yöneten : HİDAYET ERDİNÇ
Oyuncu kadrosu:
AYŞEN İNCİ, ŞAHİN ÇELİK, M. LEBİB GÖKHAN, VEDA YURTSEVER İPEK
Sessizliğin İçinden
İşitme engellilere özel eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapan James Leeds, öğrencileriyle iyi bir iletişim kurmuştur. Ancak aralarında biri vardır ki onunla iletişim kurmakta oldukça zorlanır. Sarah, aldığı eğitim süresince dudak okumayı reddetmiş ve şimdilerde okulda temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. James Leeds, iletişim kurmakta zorlandığı bu güzel ama inatçı kıza çok geçmeden aşık olur. Ancak Sarah’ın kalbine ulaşmak için önce onun öfkesini yenmelidir. Bakalım Sarah, işitenler dünyasına olan öfkesini yenip, kalbini James’e açabilecek mi?
1 saat 40 dakikalık oyun, insanı düşünmeye sevkediyor, empatiye ve anlamaya zorluyor. İyi ki gitmişim.

Yazan : MARK MEDOFF | Çeviren : BEYHAN KARADAĞ | Yöneten : FAİK ERTENER
Oyuncu kadrosu:
EBRU AYTÜRK EVREN, CEM ZEYNEL KILIÇ, AYLİN GÜRSOY, M. COŞKUN ÜLGEN, TUNCAY KOÇAL, CANAN MAKTAL, ELVAN BORAN, YASİN YİĞİT, BUSE YÖRÜKOĞLU, BİNGÜL UTSUKARCI, ZEHRA GÜL YİĞİT, SELDA IŞIKTAŞ YILDIZ
Bersisa
Mevlevilikle ilgili sırları bulmaya talip olan bir akademisyen, Mâtuf Hoca, aradığının Mevlânâ Müzesi’ndeki bir yazmada saklı olduğuna inanmaktadır. Yazmayı bulmak için müzenin deposuna indiğinde kendisini zamanın ve mekânın dışında ama hakikatin içinde, bir meselin ortasında bulur. Hz. Mevlânâ’nın naklettiği bu mesel artık yalnızca bir mesel değil hakikatin ta kendisidir, Bersisa’nın yolculuğu Mâtuf’un yolculuğu olmuştur. Bu yolculuk ona dün olduğu kadar bu gün de önemli olan sırlar fısıldayacaktır. Ey can, haberin var mı?
2 saat 30 dakikalık oyun şu ana kadar gördüğüm; şovlarıyla, prodüksiyonuyla, oyunculuğuyla beni en çok etkileyen oyunlardan biri oldu. Oyunun galası ben oyunu izledikten sonra gerçekleşti, o da ilginç. Oyuncu kadrosunda yer alan usta oyuncu Gökalp Kulan da birkaç gün sonra 55 yaşındayken vefat etti, sanatçıya rahmet, geride kalanlara sabır. Bu oyun ile ilgili söyleyecek çok şey var aslında ama ayrı yazı yazılır ona, burada satır arasına sıkıştırmak istemem. İyi ki de gitmişim.

Yazan : BOĞAÇ BABÜR TURNA – GÜLEBRU TURNA | | Yöneten : GÜLEBRU TURNA
Oyuncu kadrosu:
GÖKALP KULAN, ERAY CEZAYİRLİOĞLU, CAN SÖZERİ, HAKAN GÜNGÖR, OZAN UZ, ONURYAY EVRENTAN ATASALİHİ, M. ZEYNEP AYTEKİN, METEHAN KURU, ZEKÂYİ METİN, BÜŞRA İLAY TİRYAKİ, CENK DİNÇSOY, HAYRETTİN MUTLU, İBRAHİM CEM TEK, BULUT MESCİ, BURCU BAŞARAN YANGER, F. MERVE İLERİ, BURÇİN ÖZKAYA, TUĞBA BEGDE
Kostüm tasarımcısını da zikretmeden olmaz böyle bir oyun için: DERYA İNCİ
Ve tabi kareografi: YEŞİM ALIÇ
Check-in‘imi gören oyunculardan performansına hayran kaldığım Can Sözeri tweet’imi beğenince tebrik ettim, derken rol arkadaşı Zeynep Aytekin de dahil oldu muhabbete. Sosyal medyadan tepkileri takip ediyor olmaları çok hoşuma gitti açıkçası. Can Sözeri, yukarıdaki fotoğrafta ortada yer alan karakteri canlandırıyordu ve oyunu izlerken ikinci sırada oturduğum için birkaç kez göz göze geldik O şeytan karakteriyle bağırıp çağırırken, etkilenmedim desem yalan olur.
Ellerimin Arasındaki Hayat
Suç nedir? Ceza nedir? Öldürmek nedir? Tüm bunların nesnesi ya da öznesi ‘insan’ nedir? ‘’Kanunlar ülkelere göre değişir, fakat insan karakteri her yerde insan karakteridir.’’ der Peter Ustinov. Belki de bu yüzden tutunamayacağımız bir konuyla karşı karşıya bırakır bizi: Martovsky adında bir genç, tecavüz suçundan ölüm cezasına çarptırılır ve hikaye başlar…
1 saat 45 dakikalık oyunda daha önce hiç görmediğim bir şeye tanık oldum. Bundan sonrası bu oyun hakkında çok önemli olmayan spoiler içerir, izlemeyi düşünüyorsanız ve küçük de olsa aynı heyecanı yaşamak isterseniz fotoğrafın sonrasına kadar sayfayı kaydırmanızı öneririm. :) En önde boş koltuk bulunca aldım hemen (zaten diğer boş koltuklar en arkalardaydı). Oyun başladıktan birkaç dakika sonra sağımda ve solumda oturan 4-5 kişi birden sahneye atlayınca neye uğradığımı şaşırdım. Seyirci gibi takılsa da meğer oyuncuymuşlar. Şaşırdım ve beğendim, güzel düşünmüşler. Tabi oyun boyunca oralar boş kaldı, 5 kişi daha izlerdi oyunu, hehe. İyi ki gitmişim.

Yazan : PETER USTİNOV | Çeviren : NEVİN KAYABAL – AHMET GÜNGÖR ENÇER | Yöneten : CEVDET ARICILAR
Oyuncu kadrosu:
NIŞAN ŞİRİNYAN, CEVDET ARICILAR, M. TOLGA PANCAROĞLU, AHENK DEMİR, SEDA YILDIZ, KAYA AKARSU, TUNÇ GÜNBAY, EMİNE ŞULE GEZGÖÇ, KUVVET YURDAKUL, HÜSEYİN SEVİMLİ, ZUHAL ACAR, BURÇAK ARSLAN, SEDA OĞUZ, MERVE DURGUN, SİMGE KONRAT, BARIŞ ARICILAR, MUSTAFA ÇİRKİN, SERTAÇ TEKER
Eğer Bu Bir Film Olsaydı
1992 Yugoslavyası… Savaş her yerde… Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etmiş… Saraybosna kuşatma altında… Bu dönemi yaşamakta olan Ziriç ailesinin hikayesini, evin büyük oğlu Alaaddin, aklında kalan anılarıyla anlatırken bizde yaşananları yakından izleme fırsatı buluyoruz. Eğer Bu Bir Film Olsaydı… Nasıl bir kurgu yapardı kimbilir…
1 saat 10 dakika süren oyunu, gelmiş geçmiş en rahatsız ve saygısız seyirciyle izleme bahtsızlığını yaşadığım için oyun boyunca sinirden kendimi yedim. Doğru dürüst odaklanamadım bile. Telefonuyla oynayanından tut (ekran ışığı faktörü), fotoğraf-hatta video çeken ve yanındakiyle oyunu değerlendirenine (sesli bir şekilde) kadar, bu cins kitle ile aynı oksijeni soluduğuma pişman oldum 1 saat boyunca. Oyuna gelecek olursak, konusu oldukça ağırdı ama dozunda komedi serpiştirilmişti aralara. Son 20 dakikası oldukça duygusaldı, bir ara gözlerim doldu hatta, ne oluyoruz dedim, zor toparladım kendimi. (Aşağıya fotoğrafını eklediğim sahne zirve noktasıydı duygusallığın.) İyi ki gitmişim, keşke başka seyirciye denk gelseymişim.

Yazan : ALMİR İMSİREVİÇ | Çeviren : BİLGE EMİN | Yöneten : BİLGE EMİN
Oyuncu kadrosu:
BURAK ŞENTÜRK, MİNE TÜFEKÇİOĞLU, BURAK ALTAY, GÖNEN AYKAÇ, BARIŞ BAĞCI, BERK SEZENLER, EMRE YEŞİLÖZ
Erkek Arkadaş
Erkek Arkadaş bir Broadway müzikali… Madam Dubonnet, asil kişiliği ile Villa Caprice’te çağın öncüleri kız öğrenciler yetiştirme uğraşındadır. Okulda, o günlerde bir karnaval balosu hazırlanmaktadır. Baloya katılmak isteyen kızlarda amansız bir yarış görülür.
Villa Caprice’in hizmetlisi Hortense ise kızların hem arkadaşı hem de sırdaşıdır. Oyun, farklı sınıftan insanların bir araya gelebilmesi ve farklı hayatların kesişmelerini yansıtır. Kendilerine evlilik teklifi edilen kızların, yanıt sürecine gitmesi yolundaki eğlenceli olaylar, müzikli ve danslı söylencelerle sahneye aktarılmakta.
1 saat 45 dakikalık oyun tam bir eğlence tufanı. Dans ve müziğin dibine vurulmuş adeta. Keyifliydi. Son 100 yılın en uzun alkış seansına şahit oldum oyundan sonra. En az 10 dakika sürdü diyebilirim. Oyun perde arası hariç 2 saati geçmiş olabilir. Kadro epey genişti bu arada. İyi ki gitmişim.

Yazan : SANDY WILSON | Çeviren : FAHRÜNNİSA KADIBEŞEGİL | Yöneten : EBRU KARA
Oyuncu kadrosu:
ALİ ERSİN YENAR, GÜLBEN BAŞER, YEŞİM ALIÇ, BARIŞ ARMAN, ÇİÇEK ÜSTÜN, MERVE GİZEM BERGER, HALİL İBRAHİM IRKLI, AYKUT SÖYÜK, NEZAHAT SEZA YEĞİN, AYÇA AKÇA, AYDAN GÜNEŞ, YAĞMUR ŞİMŞEK, TUNAHAN ÇİLİNGİR, MELİH ŞENGİDER, KASIM YILDIRIM VARDAR, H. CEM ÇELİK, ALPER AKSOY, FUAT MERT BAŞOL, BAŞAK OVA
Orkestrayı da atlamak istemem:
TROMBON: FUAT CAN BAŞKIR, DAVUL: DOĞUKAN HÜRKAN, PİYANO: İLKAN ATAY, KLARNET: GÖKSUN DOĞAN, TROMPET: MEHMET SEZER, KONTRABAS: ŞEYDA BULUT
Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş
30 yıldır Leviva ile evli olan Yona, bir gece karısını terk etmeye yeltenir. Buna sebep olan sıkıntı ve bıkkınlık, onların özelinden, belki de yüzyıllardır kanayan bir yara olan “evlilik” ve yaşam üzerine yapılan bir sorgulamaya dönüşüverir. Kim için yapılır evlilik? Kadın ve erkek evlendikten sonra bir adanmışlıkla yaşamak zorunda mıdır? Bağlılık, gerekli ve olumlu bir etki midir, yoksa muhatabını sardıkça boğan bir canavar mı? Hep hayatı ıskalamaya mahkum muyuz? Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş, tüm bu sorgulamaların odağında duran çarpıcı bir kara mizah örneği.
1 saat 15 dakikalık oyun Beyoğlu Küçük Sahne’deydi. Konusu ilginç, acaba sonumuz ne olarak diye kafa yordurtuyor, biraz acımasız, tokat gibi mizah olmuş. İyi de olmuş esasında. İyi ki gitmişim.

Yazan : HANOCH LEVİN | Çeviren : NERMİN SAATÇİOĞLU | Yöneten : KEREM AYAN
Oyuncu kadrosu:
MUSA UZUNLAR, ÜLKÜ DURU, İŞDAR GÖKSEVEN
Oyuncularla oyundan bir süre önce dışarıda karşılaştık, çok güleç, sevecenler. Tabi ünlü gördüm diye darlamadım insanları, birazdan oyunları varken üstelik. :) Bu arada bu oyun, Küçük Sahne’de izlediğim ilk oyun oldu. (Kendime not, ileride lazım olabilir bu bilgi.)
Şimdilik bu kadar. Ben bu alışkanlığıma devam etme niyetindeyim, siz de deneyin.